Avokado Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?
Tropikal bir meyve olan avokado, ülkemizde sonradan tanınmıştır. Bundan dolayı insanların bu meyveye yeteri kadar aşina olduğunu söylemek çok zordur. Buna karşın zengin içeriği, besleyiciliği ve içerisinde A, C, E vitaminleri dikkat çeker. Uzmanlar tarafından tüketilmesi tavsiye edilen bir besindir. Burada bahsedilen genel özellikleri ile son derece özel bir bitki olduğu söylenebilir. Anavatanı Meksika olan bu yeşil renkli bitki Türkiye’de yetişir mi? Avokado yetiştiriciliği konusuna ilişkin merak ettiğiniz hususları yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Avokado yetiştiriciliği ticari amaçlı yapılabileceği gibi hobi amaçlı da yapılabilir. Bu özel bitkiyi yetiştirerek ticari anlamda ciddi gelirler elde edilebilir. Ya da her yaştan insan için çok büyük bir zevk olabilir. Ancak avokado yetiştirmek için gerekli bilgilere sahip olmanız gerektiğini asla unutmayın.
Avokado Ağacı ve Meyvesi Özellikleri
Avokado, yukarıda da ifade edildiği gibi tropikal bir meyvedir ve anavatanı Meksika’dır. Sürekli yeşil kalan bir bitki olarak bilinir. Bu ağaçların boyları genellikle 6 m ile 20 m arasında değişir. Genel olarak yayvan bir gelişim göstermesine rağmen, bazen de dikine gelişim gösterebilir. Bundan dolayı ağaç boyları arasında ciddi farklar olabilir ve bu durum son derece normaldir.
Bu ağacı özel yapan, hiç şüphesiz meyvesidir. Avokado meyvesinde bulunan protein, yağ ve kalori dikkate alındığında, birçok meyveden üstün olduğu anlaşılacaktır. Yapısının %10-15’i yağ, %1,5-2’si şeker, %1-2’si protein ve geri kalan kısım ise sudan oluşur. Burada ilk olarak yağ oranı dikkat çeker ve bu durum olumsuz gibi algılanabilir. Ancak meyve içinde bulunan yağlar büyük oranda doymamış yağ asitlerinden meydana gelir. Bu durum, avokado yağının kandaki kolesterolü düşürücü etki göstermesine neden olur. Meyve içerisinde A, B, C ve E başta olmak üzere toplamda 11 çeşit vitamin bulunur. Demir, kalsiyum, magnezyum, potasyum, çinko ve fosfor gibi 14 farklı minerale sahiptir.
Avokadonun besin değerleri, diğer meyvelerle karşılaştırıldığında ne kadar özel olduğu daha net anlaşılacaktır. Kalori bakımından muzun 3 katı, bifteğin ise 1,5 katıdır. Bütün bu özellikleri, yetiştiği bölgelerde temel besin maddesine dönüşmesine neden olmuştur.
Avokado Yetiştiriciliği Türkiye’de Yapılır Mı?
Avokado tropikal bir meyve olmasına karşın, Türkiye’de farklı mevsimlerin yaşanmasından dolayı burada da yetişir. Dünya üzerinde 5 kıtada ve toplamda 50 kadar ülkede yetişebilen bir meyvedir. Narenciyenin yetiştiği alanlarda avokado yetiştiriciliği yapılabilir. Burada bilinmesi gereken en önemli husus, bu meyvenin narenciye kadar soğuğa dayanıklı olmamasıdır. Soğuğa karşı daha hassas bir meyvedir. Bu özelliklerinden dolayı tropikal ve subtropikal iklimlerde çok daha rahat yetişir.
Ülkemizdeki avokado yetiştiriciliği incelendiğinde, ilk olarak 1970’li yıllarda denemelere başlandığı görülecektir. Bu tarihten sonra Akdeniz ikliminin tam anlamıyla hakim olduğu noktalarda yetiştiriciliği yapılmaya başlanmıştır. Ancak diğer ülkelere göre kıyaslama yapıldığında, Türkiye’deki avokado üretiminin çok düşük olduğu görülecektir. Örneğin; Meksika’da 1 milyon ton avokado üretilirken, Türkiye’deki üretim miktarı sadece 1.000 tondur.
Avokado Çoğaltma Nasıl Yapılır?
Avokado yetiştiriciliği yapılırken, en önemli hususlardan birisi bu ağaçların çoğaltılmasıdır. Avokado, çok özel bir bitki olduğundan dolayı, doğru yöntemlerin kullanılması gerekir. Özellikle ülkemizdeki sınırlı bölgelerde yetişmesi ve soğuğa karşı hassas olması, daha fazla özen gösterilmesini gerektiğinin en önemli delilidir.
Avokadoların çoğaltılması için farklı yol ve yöntemler vardır. Ancak ticari üretim için en fazla aşılama tercih edilir. Ülkemizde Akdeniz bölgesinde dahi, bazı yıllarda soğukların görüldüğü bilinir. Bundan dolayı aşılama yapılırken anaç olarak soğuğa dayanıklı bir tür seçilir. Meksika çöğürleri; soğuğa, bazı hastalıklara ve kireç kaynaklı kloroza dayanaklıdır. Bundan dolayı aşılamada anaç olarak bu türler çok daha fazla tercih edilir.
Çöğür tercih edilen tohumlar, soğuğa ve hastalığa karşı dayanıklı olan ağaç türlerinden alınır. Meyveden çıkarılan tohum hızlı bir şekilde ekilir. Ekimden hemen önce kabukların çıkarılması ve alt ile üst bölümdeki ince bölgeden kesilmesi önemlidir. Ayrıca sıcak su ile muamele edilerek hem çimlenme hızlandırılır, hem de bazı hastalıklar önlenmiş olur.
Çöğür için taze tohumların kullanımı, en iyi seçenektir. Ancak buna imkan yok ise tohumlar talaş ya da kum içerisinde 1-2 ay saklanabilir. Saklama ortamının sıcaklığının 4,5 ile 7 derece olması gerekir. Burada yapılacak küçük bir hata tohumların zarar görmesine neden olur ve tohumlardan istenilen sonuç alınamaz. Bundan dolayı saklama koşullarının “mükemmel” olması gerektiği asla unutulmamalıdır.
Tohumdan Çöğür Elde Etme
Uygun tohum elde edildikten sonra bunun doğru olarak dikilmesi gerekir. İdeal şartlar, tohumun ekildiği toprağın %60’ının torf, %20’sinin kum ve %20’sinin perlit olmasıdır. Ancak daha farklı oranlardaki karışımların da başarılı olması mümkündür. Tohum ekileceği ortamın pH seviyesinin 6,5 ile 7 arasında olması gerekir. Bu şartlar sağlandıktan sonra geniş dip aşağıya, sivri dip ise yukarıya gelecek şekilde ekim yapılabilir.
Burada yapılan işlem tamamen çöğür elde etmek içindir. Daha sonra bu çöğür, aşı işlemine uğrayacak ve böylece verimli bir avokado ağacına dönüşecektir. Ekim yapıldıktan 1 ila 6 aylık süre içinde çimlenme görülür. Gelişen çöğürlerdeki yaprak sayısı 5’i geçtiğinde gübreleme yapılmalıdır.
Tohum ekimi için direkt yarı gölge bir ortam tercih edilebilir. Bunun haricinde önce sera, sonrasında yarı gölge ortamın tercih edilmesi de yanlış olmaz. Eğer direkt yarı gölge ortamda avokado fidan yetiştiriciliği yapılırsa, yetişme süresi 24-30 aydır. Ancak önce sera, sonrasında yarı gölge ortam tercih edilirse bu defa yetişme süresi 12-15 aya kadar düşer.
Çöğürlerin Aşılanması
Serada yetiştirilen çöğürler, yaklaşık 6 ay sonra aşılanacak duruma gelirler. Sera dışındakiler için ise biraz daha beklemek gerektiği unutulmamalıdır. Aşılama için çöğürlerin tepeleri, toprak seviyesinin 15 cm yukarısından kesilir. Bu noktadan sonra dilcikli İngiliz aşısı ya da yarma aşı tercih edilir. Aşı için kullanılan sürgünler çöğürle aynı kalınlıkta olmalı ve üzerinde 4-5 göz bulunmalıdır. Aşılama işleminden sonra ise klasik aşı işlemleri uygulanır ve aşı yeri plastik aşı bağı ile bağlanarak, üzerine aşı macunu sürülür.
Aşılamanın başarılı olup olmadığı 2-3 hafta içinde belli olur. Yaprak sapları düşen ve sürme belirtileri gösteren aşılar, tutmuş demektir. Bu aşamadan sonra anaçtaki diğer sürgünler alınır. Aşıdaki sürgünler ise başta bırakılır. Aşı sürgünleri 10-15 cm olduklarında, bunların arasından en iyi olan bırakılır ve diğerleri alınır. Sonrasında ağacın tek bir gövde üzerinde, dik bir şekilde büyümesi için gerekli işlemler yapılır. Aşı bandı ise 8-10 hafta sonunda çıkarılır.
Aşılama işlemi genel hatları ile bu şekildedir. Bu fidanlar 3 hafta ara ile potasyum, azot ve fosforlu gübre ile gübrelenmelidir. Eğer fidanlarda demir eksikliği görülüyorsa fidanlara demir desteği verilir. Ayrıca bu aşamada fidanlardaki zararlılar ve hastalıklar yakından izlenerek, gerekli mücadele yapılmalıdır.
Fidanlar ortalama 7-10 günde sulanır. Eğer aşırı sıcaklar söz konusu olursa, sulama sıklığı arttırılır. Bütün bu işlemler sırasında ciddi bir özen gerektiği unutulmamalıdır. Bütün bu işlemlerden sonra fidanlar, bahçeye aktarılmak için hazır hale gelmiş olur.
Avokado Bahçesi Nasıl Olmalıdır?
Yukarıdaki bilgilerden sonra avokado yetiştiriciliği için bir sonraki adıma geçelim; bahçenin hazırlanması. Öncelikle avokadonun sevdiği iklim şartlarının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. Ülkemizde Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde yetiştirilebilir. Kış mevsiminde görülen donlardan, çiçeklenme ve meyve bağlanma dönemlerindeki düşük sıcaklıklardan, sert rüzgarlardan ve ani sıcaklık değişimlerinden hoşlanmaz. Bu tür olaylar avokado ağaçlarını olumsuz etkiler. Bundan dolayı bahçe yapımına başlamadan önce doğru noktanın seçildiğinden emin olmanız gerekir.
Bahçe için yer seçimi yapıldıktan sonra rüzgar durumu incelenmelidir. Doğal olarak bahçenin olduğu bölge rüzgarlardan korunmuyorsa, rüzgar kıran inşa edilmesi gerekir. Bunun dışında toprak yapısının da detaylı olarak incelenmesi son derece önemlidir. Yüzeyde 1,5 ile 2 m arasına kadar olan bölümde sert ve killi tabaka olup olmadığına bakılmalıdır. Taban suyu seviyesi belirlenmeli ve taban suyu seviyesi 1,5-2 metreden daha yüksek olan yerlerde gerekli çalışmalar yapılarak bu seviye düşürülmelidir.
Avokado Fidanı Seçimi
Avokado yetiştiriciliği denildiği zaman aklınıza tek bir tür gelebilir. Ancak avokado ağacının kendi içinde farklı türleri vardır. Fide seçimi yaparken, hangi türü seçtiğinize dikkat etmeniz gerektiğini asla unutmayın. Bahçenin bulunduğu yerdeki iklim ve rüzgar şartlarına göre seçim yapabilirsiniz. Bunun yanında tozlaşma durumları, ticari değeri, hasat ve taşımaya uygunluğu gibi hususlar da dikkate alınmalıdır.
Avokado yetiştiriciliği için tercih edebileceğiniz türler ve bunlara ilişkin genel bilgiler şu şekildedir:
Hass
Ortalama 150-250 gr ağırlığa sahip, armut şekilli ve pürtüklü kabuk yapısı bulunan bir türdür. Çok lezzetli olup, yağ oranı %18 seviyelerine kadar çıkar. A tipi çiçeklenme görülen bu türün hasadı genellikle kasım ile haziran arasındaki dönemlerde yapılır. Yapraklarında belirgin bir anason kokusu bulunmaz.
Bacon
Koyu yeşil, yumurtamsı bir armut şekli olan bu türün meyve ağırlıkları ortalama 220-400 gr arasındadır. Yağ oranı %16’ya kadar çıkarken, ağaç yapısı diğer türlere göre nispeten yayvandır. B tipi çiçeklenme görülür. Yapraklarında anason kokusu vardır, hasat dönemi ise Kasım ile aralık aylarıdır.
Fuerte
Yüzeyi hafif pürüzlü, 175-450 gr ağırlığı bulunan meyveleri olan bu türün ağaçları yayvandır. Meyvelerinin yağ oranı %20’ye kadar çıkabilir. Kasım ile mayıs ayları arasında hasat edilir. Lezzetli bir tür olup, yapraklarında anason kokusu vardır. B tipi çiçeklenme görülür.
Ettinger
Dikine gelişen bu türün meyveleri armut şekilli ve ortalama 200-400 gr ağırlığa sahiptir. Yağ oranı %18’e kadar çıkabilir. Kasım ile aralık aylarında hasat edilir. B tipi çiçeklenme görülür.
Zutano
Açık yeşil ve parlak renge sahip bir tür olup, meyve ağırlığı 200-400 gr arasında değişir. Yağ oranı %18 seviyelerindedir. Kasım ile aralık aylarında hasat edilir. Yapraklarından anason kokusu bulunmaz. B tipi çiçeklenmeye sahip bu türün meyvelerinin ince soyulması, diğer türlere göre biraz daha zordur.
Dikim Zamanı
Avokadoların dikim zamanı, diğer ağaçlarda olduğu gibi genellikle ilkbahar aylarıdır. Soğuk tehdidinin tamamen kalktığı mart ve nisan ayları, dikim için son derece uygundur. Ayrıca don tehlikesinin bulunmadığı yerlerde dikim işlemi, sonbahar aylarında da yapılabilir. Burada temel husus, fidanların aşırı soğuklardan ve sıcaklardan korunmasıdır.
Dikim işlemi, diğer ağaçlarda olduğu gibidir. Derin dikimden kaçınılmalıdır. Arazi seviyesinin 3-5 cm üzerinde olacak şekilde dikim seviyesi ayarlanır. Can suyu verilir ve herekleme işlemi gerçekleştirilir. Gerekli olduğu durumlarda budamanın da yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
Dikim Aralığı
Dikim aralığı, birçok unsur dikkate alınarak belirlenir. Fidanın türü, toprak yapısı, bahçenin durumu ve kültürel uygulamalar, bunların başında gelir. Ortalama olarak ise 6×6 m veya 7×7 m aralıkla dikim yapılabilir. Eğer daha sık dikim yapılırsa, budama yapılarak ağaçların birbirini olumsuz etkilemesinin önüne geçilmelidir.
Dikim için açılacak çukurlar en az 60 cm olmalıdır. Yanmış hayvan gübresi ile toprak karıştırılarak bu çukurlar doldurulur. Hatta bu işlemi, fideler olmadan sonbahar aylarında yapmak ve daha sonra açarak fideleri dikmek, çok daha etkili sonuçlar verir.
Avokado Yetiştiriciliğinde Bakım
Avokado fidanlarını diktikten sonra bakım süreci başlar. Bu fideler seralarda ya da yarı gölge ortamlarda yetiştirilir. Bundan dolayı bahçeye dikildikten sonra mutlaka güneş yakmalarına karşı önlemler alınmalıdır. Bunun için ilk yıllar, fidanın etrafına yarı gölge yapacak ayarlamalar yapılmalıdır. Bu işlem, aynı zamanda kış aylarında fidanı soğuklardan da koruyacaktır.
Bakım işlemi genel olarak diğer ağaçlarla aynıdır. Yabancı otlar mutlaka temizlenmelidir. Sulamadan sonra yabancı otların tekrar çıkma olasılığı olduğu unutulmamalı ve bunun takibi periyodik aralıklarla yapılmalıdır.
Narenciyede olduğu gibi derin toprak işlemleri yapılmaz. Bunun yerine diskaro, kaz ayağı, goble disk gibi aletlerle yabancı otların temizliği ve toprağa karıştırılması gerçekleştirilir. Diğer bakım işlemlerine ilişkin detaylar ise şu şekildedir:
Sulama
Fidanlar dikildikten sonraki ilk yıllarda sulama, fidanları içine alan karıklar üzerinden yapılır. Sulama aralığı 7-10 gün olmalıdır. Aşırı sulama yapılmamalıdır. Ağaçların verime başlamasıyla birlikte modern sulama sistemleri kullanılabilir. Damlama ve mini sprink sulama yöntemleri, son derece etkilidir. Sulama sırasında ağaçların gübrelenmesine imkan vermesi, en önemli avantajlarındandır.
Bu ağaçlar en fazla Temmuz ve Ağustos aylarında sulanmalıdır. Eğer yeteri kadar sulama yapılmaz ise ağaçlar ciddi oranda meyve dökecektir.
Gübreleme
Avokado ağaçları, ilk gelişmeye başladıkları andan itibaren gübrelenmelidir. Bu ağaçlar için genellikle azotlu gübreler tercih edilir. Azotlu gübreleme, her yıl artan miktarlarda, dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. İşlem esnasında gübrelerin genç fidanlara temas ettirilmemesi ve gövdeden en az 20-50 cm uzaktan yapılması gerekir. Bu noktada belirleyici olan taç yapraklardır. Bunların hizasına göre gübreleme yapılması, etkili sonuçlar alınmasını sağlar.
Avokado, meyve tutmaya başladığı zaman aşırı derecede azota ihtiyaç duyar. Bundan dolayı gübreleme tek seferde şubat ayında yapılabilir. Bunun haricinde ise gübreleme işlemi üçe bölünerek, aylara (şubat, mayıs, haziran) yayılabilir.
Fidanlar, ilk yıllarda potasyum ve fosfora çok fazla ihtiyaç duymaz. Ancak ağaç 4 yaşına geldikten sonra bu türden gübrelerin verilmesi gerekir. Bu gübreler, yine taç izdüşümü dikkate alınarak verilmelidir. 10-15 cm derinliğindeki bir banda verilmesi, çok fazla tercih edilen bir yöntemdir. Bu gübrenin uygulama zamanı ise ekim ve kasım aylarıdır.
Burada bahsedilen gübreleme işlemi, genel kabul gören yöntemlerdir. Ancak en iyi gübreleme için yaprak ve toprak analizinin yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Böylece çok daha etkili sonuçlar almak mümkün olacaktır.
Budama
Sistemli bir budamaya ihtiyaç duymayan bir ağaçtır. Özellikle ilk yıllarda ağaçların genel şeklinin verilmesi için budama yapılmalıdır. Eğer ekilen tür dikine uzayacaksa çok müdahale edilmez. Ancak yayvan türler için sürgünlerin uç kısımları hafiften budanabilir.
Budama yapılan dallar 2-3 cm’den daha kalın ise mutlaka aşı macunu kullanılmalıdır. Böylece ağacın buradan zarar görmesinin önüne geçilmiş olur.
Bazı avokado fidanları ikinci yılından itibaren meyve verebilir. Bu meyvelerin ilk yıllar hemen kopartılması ve ağacın gücünü büyümeye vermesinin sağlanması gerekir.
Zararlılar ve Hastalıkla Mücadele
Ülkemizde avokado yetiştiriciliği yeni yeni yapılmaktadır. Bundan dolayı ağaçta görülen hastalık ve zararlılar, diğer ülkelere göre çok daha azdır. Ancak hastalık ve zararlı görüldüğünde, bununla ilgili mücadelenin uzman tavsiyesine göre yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
Hasat
Hasat için meyvelerin olgunlaştığının tespit edilmesi gerekir. Bu işlem, direkt bakılarak anlaşılamaz. Bazı ülkelerde yağ oranı %8 seviyesine gelen meyveler hasat edilir. Yağ oranı ise genellikle laboratuvardaki testlerde anlaşılır. Ülkemizde ise meyvenin kuru ağırlığı üzerinden olgunluk seviyesi belirlenir. %21 seviyesindeki kuru ağırlığa ulaşan meyveler olgunlaşmış kabul edilir ve toplanır.
Olgunluk tespiti genellikle yukarıdaki gibi yapılır. Ancak bazı ağaç türlerinde dışarıdan bakılarak da bu tespit yapılabilir. Mor renkli meyvelere sahip olan türlerde renk, mora yaklaştığında olgunlaşmış kabul edilir. Yeşil renkli meyvelerde ise kabuğun sarıya dönmesi ve parlaklığının azalması, olgunlaşma belirtileridir.
Bu ağacın meyveleri olgunlaştıktan sonra, uzun bir süre ağaçta bozulmadan kalabilir. Meyvelerin yumuşaması, ancak ağaçtan alındıklarında gerçekleşir. Ancak toplanan meyveler olgun değilse yumuşama olmaz.
Hasat sırasında meyvelerin saplı olarak toplanması son derece önemlidir. Sapsız toplama yapılırsa, koparılan yerden çürüme başlayacaktır. Ayrıca diğer meyvelerde olduğu gibi hasat sırasında meyvelerin zarar görmemesine ekstradan dikkat edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Avokado, doğru olarak saklandığında 30-40 gün dayanabilir. Bundan dolayı dünyanın her yerine rahatlıkla gönderilebilir. Oda sıcaklığında bu meyveler 5-10 günde yumuşarken, 5 derecelik depolarda yumuşama süresi 40 güne kadar çıkabilir. Depolama sıcaklığı türe göre farklılık gösterebilir. Ancak ortalama olarak depolama sıcaklığı 4-7 derecedir. Nem ise %85’tir. Bu şartlarda depolama süresi 60 güne kadar çıkabilir.
Yerli Avokado Lezzetsiz Mi?
Ülkemizde yakın zamanda yetiştiriciliğine başlanan avokadonun tadı, alışılmış meyve tadından biraz farklıdır. Bundan dolayı bazı kişiler tadını beğenmez. Ancak bu durumun yerli avokado ile herhangi bir ilgisi yoktur. İthal ürünlerin daha lezzetli olduklarını iddia edenler vardır. Buradaki temel husus ise meyve türü ile ilgilidir.
Ülkemizdeki hasat zamanı düşünüldüğünde yaz aylarında marketlerde satılan ürünlerin tamamının ithal olduğu söylenebilir. Yerli ürünler ise ancak eylül ile haziran ayları arasında raflardaki yerini alır.
Evde Avokado Yetiştirilir Mi?
Doğru işlemleri uygulayarak bir saksı içerisinde avokado yetiştirebilirsiniz. Ancak böyle bir girişim sonunda meyve almanızın son derece zor olduğunu sakın unutmayın. Evde avokado yetiştirmek için aşağıdaki adımları izlemelisiniz:
Avokado çekirdeği dikkatli bir şekilde yıkanır.
Çekirdeğin geniş kısmının küçük bir bölümü suya değecek şekilde ayarlama yapılır.
Sıcak ve gün ışığı alan (direkt güneşe maruz kalmamalı) bir yerde, bu şekilde bekletilir.
Bu şekilde 2-6 hafta arasında avokado çimlenmeye başlar.
15 cm’ye ulaştığında bir saksıya alınır.
Avokado yetiştiriciliğine ilişkin genel detaylar bu şekildedir. En karlı tarım ürünlerinden birisi olan avokadonun, doğru şartlar altında yetiştirilmesi gerekir. Bu işlem esnasında profesyonel yardıma ihtiyacınız olacağını da dikkate alın.