Topraksız Sebze Yetiştiriciliği Maliyetler ve Kazançlar

Geleneksel yöntemlerle yapılan sebze yetiştiriciliği, farklı nedenlerden dolayı beklentileri tam olarak karşılamamaya başlamıştır. Bunun üzerine yeni yöntemler arayışına girilmiş ve topraksız sebze yetiştiriciliği geliştirilmiştir. İlk defa 1930’lu yıllarda gündeme gelen, ancak 1970’lü yıllara kadar yaygınlaşma imkanı bulamayan topraksız sebze yetiştiriciliği, ülkemizde ise 1990’lı yıllardan itibaren yapılmaya başlanmıştır. Bu yazımızda topraksız sebze yetiştiriciliği ile ilgili merak ettiğiniz bütün hususlara ilişkin cevaplar bulabileceksiniz.

Topraksız Sebze Yetiştiriciliği Nedir?

Topraksız sebze yetiştiriciliği, adından da anlaşılacağı gibi toprak kullanılmadan yapılan bir tür tarımdır. Topraksız tarım ya da hidroponik tarım olarak isimlendirilen bu yöntemde toprak kullanılmaz. Bilindiği gibi bitkiler besinlerini toprak üzerinde alır. Geleneksel tarımın aksine burada besin ihtiyacı, özel olarak hazırlanan solüsyonlardan karşılanır. Bu durum, bitkinin toprak içinde ihtiyacı olan besini aramasına gerek olmadan, direkt olarak söz konusu besinleri almasını sağlar.

Topraksız tarım yapılırken özel bir yetiştirme ortamı hazırlanır. Bu ortamda toprak bulunmaz, ancak toprak yerine perlit, torf, kaya yünü gibi farklı maddeler kullanılır. Bunun temel nedeni ise bitkilerin kök gelişimlerinin sağlanmasıdır. Bir kez daha vurgulamak gerekirse, topraksız sebze yetiştiriciliği yapılırken yetiştirme ortamı besin kaynağı olmaz. Besin kaynağı, özel olarak hazırlanan solüsyonlardır.

Neden Topraksız Sebze Yetiştiriciliğine İhtiyaç Duyulmuştur?

İnsanlığın tarımı keşfetmesinden itibaren yapılmaya başlanan tarımın en önemli unsuru toprak olmuştur. Geleneksel tarım olarak isimlendirilen bu yöntem, insanların beklentilerini uzun süre karşılamıştır. Ancak gelişen yöntemler ve bir takım farklı faktörler, insanları yeni bir arayışa sürüklemiştir. Toprak kullanımının bazı dezavantajları, ciddi zararlar oluşturmaya başlayınca topraksız sebze yetiştiriciliği üzerine çalışmalar yapılmıştır. Peki, toprak kullanımı veya geleneksel tarım yöntemlerinin dezavantajları nelerdir?

Toprak Kaybı

Son yüzyılda insan sayısının hızlı bir şekilde artmasına bağlı olarak tarım alanları ciddi derecede küçülmüştür. İnsan sayısının artması ile tarım ürünlerine ihtiyaç artarken, küçülen tarım alanları bunlara cevap verememeye başlamıştır. Ayrıca iklim koşulları ve coğrafi konum nedeniyle bazı ülkelerde çölleşmeler meydana gelmiş ve tarım alanlarının önemli bir kısmı kaybedilmiştir. Erozyon, tarım alanlarının imara açılması ve çoraklaşma gibi nedenlerden dolayı ciddi toprak kaybı yaşanmıştır.

Toprak Yorgunluğu

Aynı tarlada ya da serada sürekli tarım yapılması, toprağın yorulmasına ve verimin düşmesine neden olur. Bu durum, toprak yorgunluğu olarak ifade edilir. Toprak yorgunluğunun engellenmesi için toprak değişimi ya da yetiştirilen ürünün değiştirilmesi gibi çözüm yolları geliştirilmiştir. Ancak bunların pratik ve ekonomik olmaması, sorunu çözmemiştir.

Hastalık ve Zararlılar

Bilindiği gibi günümüzde sebze yetiştiriciliği hem tarlada hem de serada yapılmaktadır. Ancak seraların bu alanda daha fazla kullanılmaya başlandığı bilinen bir gerçektir. Sera ortamının neminin yüksek ve havalandırmasının az olması ise hastalık ve zararlılara adeta davetiye çıkarmaktadır. Farklı nedenlerden dolayı tarlada yapılan tarımda da hastalık ve zararlılar ortaya çıkabilmektedir.

Toprakta yer alan patojenler, bu hastalıkların en önemli nedenlerdir. Ayrıca sürekli kullanılan tarım ilaçları, toprağın adeta zehirlenmesine neden olmaktadır. Sürekli aynı ürünün yetiştirilmesi ise nematod artışına da neden olmaktadır. Bunların çözümü için toprağın dezenfekte edilmesi gerekmektedir. Bu işlem hem pahalı, hem de çevreye zararlıdır.

Aşırı Su Tüketimi

Topraklı tarımda yapılan sulamanın tamamı direkt olarak bitki tarafından alınmaz. Sulama yöntemine göre suyun bir kısmı toprağın derinliklerine sızar, bir kısmı buharlaşır ve bitkinin ne kadar su aldığı tespit edilemez. Bu durum ise maliyetlerin yükselmesine neden olur.

Yüksek Miktarda Gübre Tüketimi

Seralarda yapılan sebze yetiştiriciliğinde aşırı gübre tüketimi söz konusudur. Bu durum maliyet artışı getirdiği gibi seranın toprağının zarar görmesine neden olmaktadır.

Yüksek Maliyetli İşgücü ve Enerji

Geleneksel tarımda sürekli işgücüne ihtiyaç duyulur. Toprağın hazırlanması, otların temizlenmesi, çapalama, gübre verilmesi ve benzer işlemler için işgücü gerekir. Traktör ve benzer aletlerin bazı işlemleri de yapması gerekir. Dolayısıyla da işgücü ve enerjiye aşırı bir ihtiyaç vardır.

Topraksız Sebze Yetiştiriciliğinin Avantajları

Yukarıda yer alan olumsuzluklara karşın geliştirilen topraksız sebze yetiştiriciliğinin birçok avantajı vardır. Bunlardan öne çıkanları şu şekilde sıralanabilir:

  • Topraksız tarım için toprağa ihtiyaç duyulmaz. Bundan dolayı verimsiz olan topraklar dahi bu tip tarımda kullanılabilir.
  • Ürünlere verilen besin ve su miktarı kolaylıkla takip edilir. pH dengesini sağlamakta zorluk yaşanmaz. Besin solüsyonu ile bitkilere ihtiyacı olan besinler verilir ve bu durum, verimliliğin artmasını sağlar.
  • Kök yapısı iyi bir şekilde havalanır, böylece kök hastalıkları daha az görülür.
  • Kontrollü yetiştiricilik yapılır.
  • Çok daha az su ve gübre kullanımı söz konusudur.
  • Birim alana ekilen fide sayısı, geleneksel tarımın 5 katı kadardır. Bu durum ise daha fazla ürün alınması anlamına gelir.
  • İşgücü ve enerjiden tasarruf edilir.
  • Bitkiye ilişkin her türlü detay kontrol edilebildiğinden çok daha güzel görünen ve kaliteli sebzeler yetiştirilir. Bu durum ise üründen elde edilen geliri yükseltir.
  • Tarımsal ilaç kullanımı çok azdır.
  • Hastalık ve zararlıların ortaya çıkma olasılığı düşüktür.
  • Erkencilik sağlanır.
  • Ekim nöbetine ihtiyaç olmaz.
  • Toprak yorgunluğu gibi olumsuzluklar yaşanmaz.
  • Çiçeklenme kontrol edilebilir.

Bunların haricinde de çok sayıda farklı avantaj vardır. İşte bu avantajlardan dolayı topraksız sebze yetiştiriciliği her geçen gün biraz daha yaygınlaşmaktadır.

Topraksız Sebze Yetiştiriciliğinin Dezavantajları

Topraksız sebze yetiştiriciliğinin kendi içinde bir takım dezavantajları da vardır. Bunlardan öne çıkanlar ise şunlardır:

  • Tesisi ilk defa kurmak oldukça maliyetlidir.
  • Bu tip tarımı yapabilmek için bilgili ve tecrübeli elemana ihtiyaç vardır.
  • Ülkemiz için yeni bir yöntem olduğu için hata yapılma riskinin yüksek olduğu söylenebilir.
  • Son derece hassas bir yöntemdir.
  • Besin solüsyonlarının verilmesi, bazı tüketiciler için olumsuzluk oluşturan bir durum olabilir.
  • Bütün sebzeler için uygun değildir.

Buradan en büyük sorun, topraksız tarımın henüz tam olarak bilinmemesi ve buna ilişkin eleman sorunu. Zaman içinde bu sorun ortadan kalktığında, ülkemizde çok daha etkili bir şekilde topraksız sebze yetiştiriciliği yapılacağı tahmin edilmektedir.

Topraksız Sebze Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?

Topraksız sebze yetiştiriciliği genellikle seralarda yapılır. Ancak bazı yerlerde açık havada dahi yapıldığı bilinir. Burada önemli olan, yetiştirilecek sebzenin istediği şartlardır. Söz konusu şartlar açık havada sağlanırsa, topraksız tarım açık havada yapılabilir.

Topraksız tarım için başlangıçta gerekli olan sistemin detaylı olarak kurulması gerekir. Bitkiler toprakla temas etmeyen sistemlerin üzerinde yetiştirilir. Bu sistemlerin kendi içinde farklı türleri vardır. Dolayısıyla da tek bir sistem ve yöntem olduğunun düşünülmemesi gerekir. Üretimi yapılacak sebzeye bağlı olarak söz konusu sistemlerden uygun olanı tercih edilmeli ve kurulumu yapılmalıdır.

Topraksız tarım sadece su üzerinde yapılabileceği gibi katı ortam (kum, çakıl, perlit, torf, vb.) üzerinde de yapılabilir. Buna göre topraksız sebze yetiştiriciliğini iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlardan ilki “Su Kültürü” diğeri ise “Katı Ortam Kültürü” şeklindedir.

Su kültürünün uygulandığı sistemlerde bitki kökleri, ışık almayan bir kaba konularak tamamen su içinde tutulur. Besin solüsyonu, su üzerinden bitkilere iletilir. Katı ortam kültüründe ise kum, çakıl, torf, kaya yünü, cam yünü ve benzer maddeler kullanılır. Bazen bunlardan sadece bir tanesi kullanılırken, bazen de karışım kullanımı tercih edilebilir. Burada esas olan verimliliğin arttırılmasıdır. Bu ise yetiştirilecek olan sebzeye göre farklılık gösterebilir. Son dönemlerde perlit, torf ve kokopit kullanımına ilişkin temiz zorluğu ve maliyet yüksekliğine bağlı olarak farklı sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Söz konusu sorunlar üreticileri yeni arayışlara itmiş ve bunun üzerine volkan tüfü kullanımına karar verilmiştir. Bilindiği gibi bu madde ülkemizde, özellikle Nevşehir bölgesinde yaygın olarak bulunur.

Dikey ve Yatay Sistemler

Bu bilgilerden sonra hazırlanan düzeneklerin iki farklı şekilde olduğunun söylenmesi gerekir. Bunlar; dikey ve yatay sistemlerdir. Dikey sistemler, adından da anlaşılacağı gibi dikey olarak hazırlanır. Bu sayede birim alana düşen fide sayısı çok fazla olur. Bu durum her ne kadar olumlu olsa da, dikey yapıdan dolayı alt bölümlere güneş ışığının ulaşması oldukça zor olur ya da ışık, sistem içerisinde homojen olarak dağılmaz. Buna bağlı olarak alt bölümlerde ciddi bir verim düşüşü söz konusu olabilir.

Yatay sistemlerde ise birim başına düşen fide sayısı, toprakla yapılan geleneksel tarıma göre çok fazla iken, dikey sistemlere göre azdır. Ancak tek katlı yatay sistemlerde, ışığın homojen dağılımından dolayı verimlilik çok fazladır. Eğer yatay sistemdeki birim alan başına düşen fide sayısı arttırılmak istenirse, bu defa çok katlı yatay sistem kullanılabilir. İlgili işlem yapıldığında yine ışık sorunu yaşanabilir ve bu ise verimliliğin düşmesi ile sonuçlanır.

Besin Çözeltisi Bakımından Açık ve Kapalı Sistemler

Yetiştirilen sebzelerin besin ve su ihtiyaçlarının karşılanması, genellikle damla sulama sistemleri ile sağlanır. Besin solüsyonu, ortamın özellikleri ve diğer unsurlara bağlı olarak günde bir ya da birkaç defa verilir. Solüsyonun %20’si drene olacak şekilde bir uygulama yapılır. Bu solüsyonun uygulanma şekline göre sistemler açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır.

Açık sistemlerde, bitkinin kök bölgesinde toplanan ve drene olan solüsyon atılırken, kapalı sistemlerde ise drene olan solüsyon tekrardan sisteme verilir. Kapalı sistemlerin bu özellikleri su ve gübre kullanımı konusunda ciddi bir tasarruf sağlarken, aynı zamanda çevre kirliliğini azaltır. Buna karşın besin solüsyonundaki element dengesi zor korunur ve bu durum, sebze kalitesinin ciddi anlamda düşmesi anlamına gelebilir. Ayrıca solüsyonun tekrardan sisteme verilmesi, olası patojen ve hastalıkların kısa süre içinde bütün bitkilere bulaşmasına neden olabilir.

Topraksız Tarım ile Hangi Sebzeler Yetiştirilebilir?

Topraksız tarımda, sebzelerin ihtiyacı olan besin ve sular, toprak olmadan sağlanır. Bu bakımdan bütün sebzelerin yetiştirilebileceği söylenebilir. Ancak bazı sebzelerin/bitkilerin hassas olduğu, üreticiler tarafından bilinir. Bunların yetiştirilmesi zor olduğundan ya da risk taşıdığından genellikle tercih edilmez. Topraksız tarım ile yetiştiriciliği yapılabilecek olan sebzeler şunlardır:

  • Bezelye
  • Fasulye
  • Domates
  • Tatlı Biber
  • Salatalık
  • Kabak
  • Ispanak
  • Marul
  • Pazı
  • Acı Biber
  • Fesleğen
  • Brokoli

Bunların haricindeki diğer sebzelerin önemli bir kısmının da topraksız tarım için uygun olduğu söylenebilir.

Topraksız Tarım ile Yetiştirilen Sebzeler Organik Midir?

Bu noktada insanların kafası biraz karışık olabilir. Öncelikle bir sebzenin nasıl organik olacağının bilinmesi gerekir. Bitkiye, ihtiyacı olan mineraller ve besinler dışında herhangi bir ilaç/hormon verilmez ise organik olacaktır. En basit tanım bu şekilde yapılabilir.

Yukarıdaki tanım incelendiğinde esas olanın bitkiye verilen besinler ve maddeler olduğu görülür. Buradan hareketle topraksız tarımda yetiştirilen bitkiye farklı maddeler verilmez ise organik olacaktır. Buradaki seçim tamamen üreticiye aittir. Kısacası, topraksız tarım ile de organik ürün elde edilebilir.

Topraksız Tarımla Yetiştirilen Sebzelerin Tatları Farklı Mıdır?

Hidroponik tarımla yapılan sebze yetiştiriciliğinin, geleneksel yöntemlerle yapılan tarımdan eksiği yoktur. Hatta daha farklı bir bakış açısı ile değerlendirilecek olursa, topraksız tarımla yetiştirilen sebzeler çok daha kaliteli ve lezzetlidir. Çünkü geleneksel tarımda bitkiler, toprak içinde bulunan ihtiyacı olan besinlerin tamamını alamayabilir. Bu ise kalite ve lezzeti düşürür. Ancak topraksız sebze yetiştiriciliği yapılırken, bu yönde bir sorun yaşanmaz. Bütün bunlar, topraksız tarım ile yetiştirilen sebzelerin çok daha lezzetli olmasını sağlar.

Topraksız Sebze Yetiştiriciliğinde Pazar

Topraksız sebze yetiştiriciliği pazarı ile geleneksel tarımdan elde edilen ürünlerin pazarı aynıdır. Bundan dolayı ürünlerin herhangi bir pazar sorunu yaşamayacağı söylenebilir. Topraksız tarımda verim, geleneksel tarıma göre en az 5 kat daha fazladır. Buradan elde edilen ürünler ile ciddi kazançlar sağlanabilir. Ancak topraksız tarım konusunda zaman zaman profesyonel yardım alınması gerektiği unutulmamalıdır. Çünkü alışılan tarımdan çok daha farklı özelliklere sahiptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu